
Schindler's List Soundrack
Öncelikle bu linki açın
ve müziğin ruhuna kendinizi biraz kaptırın. Biraz geçtikten sonra yazıyı açın
ve tavsiyemdir yazıyı bu müziğin fonunda okuyun.
Başlıktaki cümle benim
için bu filmin ana fikrini açıklar nitelikte. Hani, bazen derler ya bir aylık
ömrünüz kalsaydı yine “sorun” diye nitelendirdiğiniz şeyleri “sorun” olarak
görür müydünüz, diye. İşte ben de size soruyorum, bir saat de olsa fazladan yaşamak
için nelerden vazgeçerdiniz? Ben bu filmi izleyene kadar hiç böyle bir şey
düşünmemiştim. Ve kendime sordum, bir saat fazladan yaşamak için nelerden
vazgeçer ya da artık neleri önemsemezdin, diye. Liste uzun… Schindler’in de
listesi de uzun… Hem yaşattığı ağır duyguların yoğunluğu hem de süre olarak.
Ama inanın o üç saat nasıl geçiyor farkına bile varmıyorsunuz.
Daha önceki yazımda da
dediğim gibi filmlerin konularına kendiniz de ulaşabilirsiniz, malum teknoloji
çağındayız. Ama bana hissettirdiği, size hissettirdiği duygular farklılık
gösterecektir. O yüzdendir belki de her filmin sonunda size de duygularınızı
sormam. Siz gerçekten neler hissettiniz, neler duyumsadınız?
Filmin beni en
etkileyen sahneleri başlıktaki cümle ve o renksiz dünyaya renk katan kırmızı
paltolu kız. Bu arada film 90’lı yıllarda çekilmiş olmasına rağmen Steven
Spielberg’ün tercihiyle siyah beyaz olarak kayıtlara geçmiş. Belki de dönemin
ruhunu yansıtmada yerinde bir tercih olmuş. Savaşın o kasvetli boğuk havasını
ciğerlerinizde hissetmenize neden oluyor. Bir de şu an size fonda çalması için
tavsiye ettiğim filmin müziği (Por una Cabeza). Film müzikleri Amerikalı
besteci John Williams’a ait.
Bu arada oyunculara
gelirsek, Ghandi’den sonra Ben Kingsley’in beni etkileyen ikinci rolüydü.
Gerçekten gözleriyle bile size aktaracağı bir düşüncesi olan oyuncu. Liam
Neeson ve Ralph Fiennes’in oyunculukları da yadsınacak gibi değildi.
Filmi bu zamana kadar
izlemediğim için pişman mıyım, değilim. Ben galiba filmlerin ya da kitapların
izleyicisini ve okuyucusunu seçtiğine inananlardanım. Zamanı geldiğinde o film,
o kitap sizi çağırır. Belki de bu kez filmin çağırdığı kişi sizlersiniz.
Filmden çıkaracağınız
büyük dersler var. Bir de unutmayın, yaşam, yaşamak, var olmak çok kıymetli ve
kıymetini bilin. Pişman olmayacağınız bir ömür dilerim.
Evvelâ
Edebiyyat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder