15 Eylül 2017 Cuma

“Yaşamın bir saati bile yaşanılmış hayattır”



Schindler's List Soundrack

Öncelikle bu linki açın ve müziğin ruhuna kendinizi biraz kaptırın. Biraz geçtikten sonra yazıyı açın ve tavsiyemdir yazıyı bu müziğin fonunda okuyun.
Başlıktaki cümle benim için bu filmin ana fikrini açıklar nitelikte. Hani, bazen derler ya bir aylık ömrünüz kalsaydı yine “sorun” diye nitelendirdiğiniz şeyleri “sorun” olarak görür müydünüz, diye. İşte ben de size soruyorum, bir saat de olsa fazladan yaşamak için nelerden vazgeçerdiniz? Ben bu filmi izleyene kadar hiç böyle bir şey düşünmemiştim. Ve kendime sordum, bir saat fazladan yaşamak için nelerden vazgeçer ya da artık neleri önemsemezdin, diye. Liste uzun… Schindler’in de listesi de uzun… Hem yaşattığı ağır duyguların yoğunluğu hem de süre olarak. Ama inanın o üç saat nasıl geçiyor farkına bile varmıyorsunuz.
Daha önceki yazımda da dediğim gibi filmlerin konularına kendiniz de ulaşabilirsiniz, malum teknoloji çağındayız. Ama bana hissettirdiği, size hissettirdiği duygular farklılık gösterecektir. O yüzdendir belki de her filmin sonunda size de duygularınızı sormam. Siz gerçekten neler hissettiniz, neler duyumsadınız?


Filmin beni en etkileyen sahneleri başlıktaki cümle ve o renksiz dünyaya renk katan kırmızı paltolu kız. Bu arada film 90’lı yıllarda çekilmiş olmasına rağmen Steven Spielberg’ün tercihiyle siyah beyaz olarak kayıtlara geçmiş. Belki de dönemin ruhunu yansıtmada yerinde bir tercih olmuş. Savaşın o kasvetli boğuk havasını ciğerlerinizde hissetmenize neden oluyor. Bir de şu an size fonda çalması için tavsiye ettiğim filmin müziği (Por una Cabeza). Film müzikleri Amerikalı besteci John Williams’a ait.
Bu arada oyunculara gelirsek, Ghandi’den sonra Ben Kingsley’in beni etkileyen ikinci rolüydü. Gerçekten gözleriyle bile size aktaracağı bir düşüncesi olan oyuncu. Liam Neeson ve Ralph Fiennes’in oyunculukları da yadsınacak gibi değildi.
Filmi bu zamana kadar izlemediğim için pişman mıyım, değilim. Ben galiba filmlerin ya da kitapların izleyicisini ve okuyucusunu seçtiğine inananlardanım. Zamanı geldiğinde o film, o kitap sizi çağırır. Belki de bu kez filmin çağırdığı kişi sizlersiniz.
Filmden çıkaracağınız büyük dersler var. Bir de unutmayın, yaşam, yaşamak, var olmak çok kıymetli ve kıymetini bilin. Pişman olmayacağınız bir ömür dilerim.

Evvelâ Edebiyyat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

“Senin Sustuklarını da Ben İyi Dinlerim”

Peki, sizin de sustuklarınız, duyuramadıklarınız, dinletemedikleriniz var mı? Şimdi diyorsunuz bu kız yine hangi duygusal hikâyenin ...